Avrupa gezilerini bitirip sıra Ülkemizi keşfetmeye geldiğinde ilk durak olarak Bursa'yı, Bursa'da da meşhur 3 camiyi, Ulu Cami-Yeşil Cami ve Emir Sultan Camini gezmeye, keşfetmeye başlıyoruz...
Bursa'da sabah namazının Ulu Camide, yatsı namazının ise Emir Sultan caminde kılınması tavsiye edilir, bu tavsiyeyi dinleyip keşfe Ulu Caminden başlayıp Emir Sultan Caminde nokta koyacağız...
Şehir dışından gelecek ziyaretçilerin Ulu Camiye ulaşmaları için otogardan 38 numaralı otobüse binmeleri yeterli, çok yakınından geçiyor. Ondan sonra bu 3 camiyi yürüyerek gezmeniz mümkün.
Ulu Cami
Rivayate göre Yıldırım Bayezid Camiyi yaptırdıktan sonra damadı olan Emir Sultan ile birlikte Camiyi ziyaret eder. Ziyaret esnasında Yıldırım Bayezid Emir Sultan'a Camiyi beğenip beğenmediğini sorar. Padişahtan hiçbir sözünü esirgemeyen Emir Sultan şu cevabı verir. "Efendim Cami çok güzel olmuş fakat dört tarafına 4 meyhane yapmayı unutmuşunuz." der. Bu cevap üzerine sinirlenen Yıldırım Bayezid, "Allah'ın evinde içki mi içilir?" cevabını verince Emir Sultan: "Allah'ın asıl evi insanın kalbidir, insan asıl Allah'ın evinin bulunduğu vücuda alkol sokar mı?" der. Bunun üzerine oldukça fazla içtiği bilinen Yıldırım Bayezid alkolü bırakır.
Ulu Camiyi yıllar önce de ziyaret etmiş, bu seferki ziyaretimde de olduğu gibi, dış görünüşünün heybetli olmaması biraz hayal kırıklığı yaratmıştı. Fakat içini tarif etmek gerçekten imkansız, manevi olarak etkilenmemek mümkün değil...
Son ziyaretimden sonra ana girişe 2 tane şadırvan yapılmış, gayette güzel durmuşlar...
Söylenene göre, ne kadar doğru bilemem, kapalı alan olarak Türkiye'nin en büyük Cami imiş. Öyle olmasa bile içerde, duvarlarda yer alan hat eserleri başlı başına ziyaret sebebi, 150 den fazla hat eserinin olduğu söyleniyor ve hepsi birbirinden etkileyici, fotoğraflamak bir hayli zamanımı aldı...
Cami yapımına 1396 yılında başlanmış ve 1400 yılında tamamlanmış. Dikdörtgen planlı ve çok kubbeli, 20 kubbe bulunuyor. Ceviz ağacından yapılmış minberi, ağaç işlemeciliğinin zirve noktalarından...
Caminin 3 büyük girişi var, iç mekanda ortada bir şadırvan yer alıyor, çoğu camide bunu görmek imkansız... Bu şadırvanın yapılış hikayesi çok anlatılıyor fakat pek inandırıcı gelmediği için burda bahsetmeyeceğim, isteyen diğer kaynaklardan bulabilir.
Camide koşuşturan çocuklar, ibadet eden bayanlar, ayakta sohbet eden bi grup insan, köşede tek başına Kuran-ı Kerim'ini okuyan insanlar ve ibadet saatleri dışında bolca turist... Tam bir sosyal ortam, mutlaka yaşamalısınız...
Camide zamanın nasıl geçtiği anlamayıp, tahmin ettiğimden fazla kaldığımı farkedince bir sonraki durağıma Yeşil Camiye doğru yola koyuluyorum...
Yeşil Cami
Ulu Camiden çıkıp yarım saat yürüdükten sonra Yeşil Camiye ulaşıyorum. Ulu Camideki kalabalığı gördükten sonra burada kimsenin olmaması hayal kırıklığı yaratıyor. İçeride benden başka kimse yok.
Cami, Çelebi Mehmed Külliyesi ile karşılıklı, geldiğinizde burayada uğramadan geçmeyin...
Caminin Yeşil ismini almasındaki sebep, süslemelerde kullanılan Firuze ve Çiniler... Burada da Ulu Camide olduğu gibi iç kısımda ufak bir havuz bulunuyor ve bu havuzdaki fıskiye yekpare mermerden yapılmış...
Cami iki katlı, üst katında Osmanlı döneminde ilk kez görülen müezzinlere ve padişahlara ayrılmış yüksekçe bir bölüm yer alıyor.
Caminin bir diğer özelliği ise tamamen taş kullanılarak yapılmış olması...
İçerde tek başına olmanın avantajınıda kullanıp, bol bol fotoğraf çektikten sonra Emir Sultan Camine gitmek üzere Yeşil Camiden ayrılıyorum...
Emir Sultan Cami
Emir Sultan Buhara'da doğmuş olup genç yaşta Hicaz'a gitmek için Buhara'dan ayrılır. Hac kervanıyla yola çıkan Emir Sultan, Merv, Nişabur, Isfahan, Bağdat ve Basra'yı geçtikten sonra Hicaz'a ulaşır. Hac görevini tamamladıktan sonra Medine-i Münevvere'ye yerleşir ve burada bir süre yaşar. Kaldığı bu süre zarfında gördüğü bir rüyada Efendiler Efendisi'nden işaret gelir: "Ey oğul! Hak Teala tarafından sana işaret olundu ki, Diyar-ı Rum'a (Anadolu) varıp ceddin Hz. Muhammed'in (sas) sünnetinin adabını Müslümanlara takva yolu ile açıklayasın. Bu yolculukta yanan üç kandil sana yol gösterecek. O kandiller nerede sönerse, oraya yerleşeceksin ve kabrin de orada olacak." Böylece yola çıkan Emir Sultan Bursa'ya yerleşir.
Bursa'ya yerleşen Emir Sultan sonraları, Yıldırım Bayezid'in kızıyla evlenmiştir.
Cami Bursa'ya hakim bir tepede yer almaktadır. Giriş kısmında şadırvanlı bir avlu bulunmaktadır. Kuzey yönünde ibadet alanı bulunurken, güney tarafında türbeler yer alır.
Ayrıca Zeki Müren'in mezarıda vasiyeti üzerine burada bulunmaktadır.
Cami maalesef 1795 yılında tamamen yıkılmış, sonrasında 1804 yılında III. Selim tarafından tekrar yapılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder