Amsterdam Gezi Notları

Kanalları, bisikletleri, uyuşturucu kokan sokakları ve red light district'i ile meşhur Hollanda'nın 3 X'li şehri... Şehre Paris'ten kalkan Eurolines otobüsüyle sabah vakti varıyoruz. Eurolines ile gelecekler için söylemekte fayda var, otobüsün bıraktığı yerden şehir merkezine gitmek için tren hattı var, yaklaşık 2 durak sonra merkez istasyona ulaşabiliyorsunuz.

Sabah oldukça soğuk ve yağmurlu bir hava bizi karşılarken birkaç saat içinde kendini toparlıyor ve gezmeye elverişli hale geliyor. Amsterdam gezmesi kolay bir şehir, çoğu yere yürüyerek gitmeniz mümkün. Bizi bulmaktaen çok zorlayan şu meşhur Amsterdam yazısı oldu.

Şehirde gezilecek yerlerin başında meşhur Red Light geliyor. Yalnız herhangi bir tabelayla belirtilmiş bir sokak beklemeyin, Red Light bölgenin adı... Akşama doğru meşhur, çıplak dans edip müşterisini bekleyen kızları biranda karşınızda görmek sizi şaşırtmasın, üstelik havanın kararmasına gerek yok...

Red Light Bölgesi, devletin fuhuşu kontrol altında tutmayı istemesi sonucunda oluşturulmuş bir bölge. Burada çalışanlar düzenli sağlık kontrollerinden geçip, vergi ödemektedirler... 

Şehirde inanılmaz bir bisiklet trafiği var, eğer bisiklet yoluna girerseniz hemen biri tarafından uyarılıyor ya da azarlanıyorsunuz. Bisiklet kiralamak isterseniz günlük ücretler 7-8 euro civarında...

Şehrin en kalabalık yeri Dam Meydanı, özellikle öğle saatlerinde çeşitli şov yapanlarla, her milletten insanı birarada görmeniz mümkün... Meydanda Madame Tussaud’s müzeside bulunuyor fakat biz ziyaret etme ihtiyacı duymadık. 

Dolaştıkça meşhur lale pazarları karşınıza çıkıyor. Seramiktan yapılmış hollanda ayakkabası içinde 5 lale tohumu yakalaşık 3 euro... 

Görülecek ilginç yerlerden biri de Anne Frank Evi. 2. Dünya Savaşı zamanında Nazilerden kaçan Yahudeleri birçok Amsterdamlı evinde saklamış, Anne Frank de bunlardan bir tanesi olup ailesiyle birlikte bu evde saklanmış ve yaşadıklarını günlüğüne yazmış. Daha sonra hayatta kalan tek kişi olan Anne babası yaşananların herkes tarafında bilinmesi amacıyala günlüğü yayınlayıp Evi müzeye çevirmiş.




Heineken biraları... Bilinenin aksine alman birası değil hollanda birasıdır. Şimdi müze olan fabrikada biranını üretim aşamalarını görebilirsiniz, fakat giriş yanlış anlamadıysak 17 euro :) bu fiyata 3 bira dahil...

Meşhur amsterdam yazısı... Böyle bir şeyin bu kadar fazla ziyaretçi çektiği görünce adamların pazarlama zekasına hayran kalıyorsunuz. Hiç bir esprisi yok... Fakat fotoğraf çekilmek için şekilden şekile giren insanları izlemek büyük zevk... Belirtelim "I" harfine çıkmak oldukça zor, çıkanlarda büyük alkış alıyor.


Van Gogh Müzesi... Oldukça modern bir binaya sahip, Van Gogh eserlerinin yanısıra kendisiyle aynı zamandaki sanatçıların eserlerinden de örnekler yer alıyor.

Aman bu bayrağa dikkat, yanlışlıkla falan burası ne diyip bilmeden girmeyin! Çoğu Avrupa şehrinde olduğu gibi Amsterdamda da çok fazla gay bar var. Bu bayrakta onların simgesi...



Hem bira içip hem de yolculuk edebileceğiniz ilginç bir bisiklet...

Meşhur lale pazarları


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlarda İlginizi Çekebilir!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...B